2005'in BİLANÇOSU

2005'in BİLANÇOSU

Bir yılı daha bitirdik. 21. yüzyılın ilk beş yılı tamamlanmış oldu. Şimdi, yeni yılın ilk gününde durup şöyle bir ardımıza bakmak istiyorum. Kitap eklerinde, dergilerde gazetelerde iz sürerek küçük bir bilanço çıkartmaya çalışacağım.
2005'te yayıncılık sektörünün temel meselelerinde bir azalma gözlenmedi. Aksine yeni yeni dertler edindik. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz Yeni Türk Ceza Kanunu ile gündeme gelen davalardı. Yazarların, yayıncıların zamanının çoğu yine mahkeme koridorlarında geçti. Yıla damgasını Sütçüler Kaymakamının kitap imha emriyle başlayan süreçle birlikte Orhan Pamuk vurdu. Orhan Pamuk bir yandan yurtdışında başarılara imza atar, ödüller alırken bir yandan da 301. maddenin başına açtığı işlerle uğraşmak durumunda kaldı.
Yayıncılığın değişmeyen diğer gündem maddesi korsan yayınla mücadele tavsadı. Hatta durma noktasına geldi. Korsan yayın satışlarında dikkati çekici bir artış gözlendi. Yılın son ayı müzik sanatçıları yollara düşüp meclis kapılara dayanana kadar da devletin ilgisizliği sürdü. Şimdi başbakanın emri ile beş bakan ve meslek birlikleri temsilcilerinden oluşan bir komite yeni çözüm yolları bulmaya çalışıyor.
Milli Eğitim Bakanlığının önce liseler, sonra ilk öğretim için yayınladığı 100 Temel eser listeleri hem tartışma konusu hem de bir canlılık kaynağı olarak değerlendirildi. Bir çok yayınevi 100 Temel eser setleri hazırlayarak bu potansiyel okur kitlesine ulaşmayı denedi. Kıran kırana rekabet hem kitapların fiyatlarını hem de editoryal ve teknik kalitesini düşürdü. Öğretmenlerin 100 Temel eser listesine sıkı sıkıya bağlı kalması nedeniyle bu olumlu girişimsınırlayıcı bir hal aldı. Özellikle çocuk kitapları alanında yeni kitapların üretilmesinin önünde önemli bir engel oldu.
2005 Türk yayıncılığının küreşelleşen düna yayıncılığıyla iyice entegre olduğunun da bir kez daha kanıtlandığı bir yıl oldu. Dünyada çok satan, çok okunan kitaplar Türkiye'de de çok okundu. Yüksek tirajlı, bol reklamlı kitaplar kitapçı raflarını doldurdu ve çoğu da okuyucudan beklediği ilgiyi gördü.
Burak Turna - Orkun Uçar'ın "Metal Fırtına"sı 2004'ün Aralık'ında girdiği çok satan listelerinde üst sıralardaki yerini yıl ortasına dek korudu. Metal Fırtına benzeri ya da onu eleştirden kitaplar da okuyucudan ilgi gördü. Piyasayı komplo teorilerinden söz eden romanlar sardı. Ama başarı Burak Turna ve Orkun Uçar'ındı. Önce Metal Fırtına yazarlarından Burak Turna'nın "Üçüncü Dünya Savaşı" (Timaş) yayınlandı. Ağustosta da Burak Turna "Metal Fırtına 2 Kurtuluş" (Timaş), Orkun Uçar "Metal Fırtına 2 Kayıp Naaş"ı (Altın) yayınladı. Bu kitaplar da listelerde hemen yerlerini aldılar. Yüzbinlik tirajlara koştular.
İtalyan Melissa P'nin 15 yaşındaki bir genç kızın cinsel maceralarını anlattığı ve 26 ülkede best seller olan kitabı "Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi" (Okuyanus), yazarının çıplak fotoğraflarıyla desteklenen bir kampanyayla sunulunca tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ilgi çekti, çok sattı. Kasım ayında bu kez de "Yusufçuk Gece Gelir"le (Okuyanus) göründü Melissa P ve öncekine göre oldukça mazbut olan bu kitap da listelere girdi.
Ucuz kitap furyası azalarak devam etti. Aziz Nesin'in öykülerinden derlenen "Adamı Zorla Deli Ederler" (Adam) ve çocuklara yönelik kitapları yüksek tiraj ve ucuz fiyatla okuyucuya sunuldu. Yılın ilk aylarında, televizyonda yaptığı aynı adlı programla ilgi toplayan ve mutluluğu küçük şeylerde aramayı öneren Dr. Üstün Dökmen'in "Küçük Şeyler"i (Sistem), Tahsin Yücel'in "Kumru ile Kumru" (Can), Selçuk Altun'un "Annemin Öğretmediği Şarkılar" (Sel), İnci Aral'ın "Taş ve Ten"i (Epsilon), Ferhan Şensoy'un "Eşeğin Fikri" (Bilgi), Emin Çölaşan'ın "Şu Benim Gazetecilik Yaşadıklarım" (Doğan) ve Mario Levi'nin "Lunapark Kapandı"sı (Doğan) ilgi gören kitaplardı.
Yıl boyunca yaşanan çeşitli yıldönümlerini yayıncılar değerlendirdi. Çanakkale Zaferi, Sarıkamış Faciası, Ermeni tehciri gibi konularda bir çok kitap yayınlandı. Hitler'in "Kavgam"ı ucuz fiyatla çeşitli yayınevlerinden basıldı ve okurdan büyük ilgi gördü. Ülkemizdeki bu gelişme dünya basınına da yansıdı. Durumdan endişelenen Alman Devleti, telif haklarının kendilerinde olduğunu belirterek Kavgam'ın Türkiye'de basılmasını önlemek için girişimlerde bulundu.
Can Dündar, bir çocuğun babasına bir babanın çocuğuna yazdıklarını kaleme aldığı "Kırmızı Bisiklet"le (İmge), Dustin Thomason - Ian Caldwell Rönesansın sırları hakkındaki "4'ün Kuralı" ile (Altın Kitaplar) yine yılın ilk aylarında uzun süre listelerden inmedi.
Marquez'in uzunca bir aradan sonra yayınlanan ve 90 yaşındaki bir adamla 14 yaşındaki bir uyuyan güzelin ilişkisini anlatan "Benim Hüzünlü Orospularım"ı (Can) tüm dünyayla aynı anda Türkçe'de de yayınlandı. Onu Eylül ayında yayınlanan ve anılarının ilk cildini oluşturan "Anlatmak İçin Yaşamak" (Can) taçlandırdı.
Mayıs ayına geldiğimizde çok satanlar listelerinde Dan Brown'ın teknolojik entirikalar ve Beyaz Saray'ın seçim oyunları hakkındaki "İhanet Noktası" (Altın), Tuna Kiremitçi'nin üçüncü romanı "Yolda Üç Kişi" (Doğan), kurtuluş savaşımızı bir serüven romanı gibi rahat okunacak bir üslupla ama tarihi gerçeklere birebir sadık kalarak anlatan Turgut Özakman'ın bütün bir yıla damgasını vuracak kitabı "Şu Çılgın Türkler" (Bilgi) dikkati çekiyordu. Kısa bir süre sonra onlara "Siyah Kan"la Jean Cristophe Grange (Doğan Kitap), "Yıldızlı ve Yağmurlu Geceler"le Maeve Bincy (Doğan), "Bana Bir Şeyhler Oluyor"la Yılmaz Erdoğan (Sel) katıldı.
Edip Cansever'in "Sonrası Kalır" (Yapı Kredi) adıyla yayınlanan bütün şiirleri kitabı yayına hazırlanış tarzı nedeniyle özellikle şiir çevrelerinde ve editörlerce tartışıldı. Cansever'in yaşarken bütün eserleri kapsamına almadığı şiirlerinin bu yeni toplamda yer alması şairin vasiyetine ihanet olarak görüldü.
Tüm dünyada ilgi gören, 17 dile çevrilip 26 ülkede yayınlanan ve "Mutluluğun sırrı basit şeylerde" diyen Robin S. Sharma'nın kişisel gelişim kitabı "Ferarisini Satan Bilge" (Goa) Türkiye'de de yayınlanır yayınlanmaz listelere girdi. Sağlık ve sağlıklı beslenme ile ilgili kitaplar çok okur topladı. Ender Saraç'ın "Doğanın Şifalı Eli" (Doğan), kalp cerrahı Dr. Mehmet Öz'ün uzun ve sağlıklı bir yaşamın yollarını gösterdiği "Siz Kullanım Kılavuzunuz" (Koridor), Elvan Demirkan'ın "Hayatla Mücadeleden Yaşamaya Geçiş" (Remzi), Prof. Osman Müftüoğlu'nun "Hayat Bilgisi", "Yaşasın Hayat" (Doğan Kitap) listelerden bu türde aklımızda kalan kitaplardı.
Eleştirmen Ömer Türkeş, yıl ortasında bir döküm yaparak çok fazla roman yayınlandığını, kötü romanın iyi romanı kovduğunu iyi metin okuma alışkanlığının yitirildiğini belirti. Editörlük kurumu işlese bu romanlar basılmaz dedi.
Arda Uskan'ın Ercan Arıklı'nın hayatını anlattığı "Güle Güle Bebeğim" (Doğan Kitap) tartışma yarattı. Kitapta adı geçen bazı kişiler olayların çarpıtıldığı gerekçesiyle davalar açtı. Murathan Mungan'ın elli yaşını kutladığı ve üzerinde çalıştığı 11 kitaptan 50 parçayı sunduğu "Elli Parça"sı (Metis) Bülent Erkmen'in tasarımı ile yayınlandı. Ayşe Kulin'in iki kadının diyaloglarıyla güneydoğuda yaşananları ve Kürt sorununu tartışırken çözümün kızların okutulmasında bulduğu romanı "Bir Gün"ü (Everest) diğer çok satandı.
Tüm Dünya'da ilgi toplayan ve Avrupa'da hemen her ülkede çok satarlar listelerinde yer alan Elizabeth Kostova'nın "Tarihçi"si (İnkılap) yayınlandı. Kostova, kitabında Kazıklı Voyvoda'nın bir ucundan İstanbul'a uzanan öyküsünü "Da Vinci Şifresi" tadında anlatıyordu.
TV dizisi Avrupa Yakası'nın yaratıcısı ve gazete yazarı Gülse Birsel'in gazete yazılarından oluşan "Yolculuk Nereye Hemşerim"i (Epsilon) mizahi ve sıcak anlatımıyla hemen listelerde yer aldı. Eski bakanlardan Emrehan Halıcı'nın "Zeka Oyunları" (Tübitak) sürekli listelerde yer alan bir başka kitaptı. Paulo Coelho'nun "Zahir"i de (Can) tüm dünyayla birlikte Türkçe'de de yayınlanan romanlardandı. Bu listeye Mehmet Eroğlu'nun ellili yaşlarda bir erkek ve iki genç kızın içiçe geçmiş aşklarını anlattığı romanı "Düş Kırgınları"nı (Agora), Aslı Erdoğan'ın denemeleri "Hayatın Sessizliğinde"yi (İş Kültür), Mehmed Uzun'un romanı "Abdal'ın Bir Günü"nü (İthaki), İhsan Oktay Anar'ın uzun bir aradan sonra yayınlanan romanı "Amat"ı (İletişim), Elif Şafak'ın yazılarından oluşan "Med-Cezir"i (Metis), Orhan Karaveli'nin özellikle Tevfik Fikret'in oğlu Haluk'un kimliği üzerine yoğunlaştığı kitabı "Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği"ni (Pergamon yay.) ekleyebiliriz.
İstanbul Kitap Fuarı'nın da yayıncılara hız verdiği Ekim ayının sürprizleri J.K. Rowling'in "Harry Potter ve Melez Prens"i (YKY), Umberto Eco'nun "Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi" (Doğan), 500 bin baskı ile çıkan Ahmet Altan'ın Kürt sorunu, töre cinayetleri, AB projelerinin dekorundaı kırık bir aşk hikayesini anlattığı yeni romanı "En Uzun Gece" (Alkım), 100 bin baskı ile İclal Aydın'ın gazete yazılarından oluşan yeni kitabı "Gördüğüme Sevindim" (Epsilon), Can Dündar'ın Nazım Hikmet monografisi "Nazım" (İmge), Doğan Cüceloğlu'nun "Mış Gibi Yaşamlar"ıydı (Remzi).
Yılın son günlerine ise pop müzik şarkıcılarının albüm tanıtımlarını hatırlatan pazarlama yöntemiyle Tuna Kiremitçi'nin "A.Ş.K Neyin Kısaltması?" (Doğan) ve Hasan Cemal'in yayın yönetmenliği yaptığı yıllarda Cumhuriyet Gazetesindeki iktidar çatışmalarını kişisel açıdan anlattığı "Cumhuriyet'i Çok Sevmiştim"iydi (Doğan) çok satanlar.
2005'in kayıpları hepsi de birbirinden değerli yazarlar Atilla Özkırımlı, Selahattin Hilav, Salim Şengil, Vüsat O. Bener, Attila İlhan, Sulhi Dölek'ti. (1 Ocak 2006)

Yorumlar