İsviçre doğal güzelliklerinin yanı sıra, tarihi, resmi ve edebiyatı ile de yazarı çekmiş. Bu çekimin içinde belki kitabın adının anıştırdığı başka bir giz var. Giriş sayfasında da sorulduğu gibi "Leman Gölü Yalnızı kim acaba? 'Cenevre Vatandaşı' J-J. Rousseau mu? Coppet Şatosu'nun 'mahkûm'u, 'konuğu' ve 'sahibi' Bn. De Stael (Germaine Necker) mi? Yahut sürgün sanatçı Coubert mi? Ya da, kendisini Pully'de bir 'Martı'nın yüreğine gönüllü olarak hapsetmiş yazar Ramuz mü? Yok, hiçbiri değilse 'Barış' adlı çocuk mu?" İsviçre çok önemli yazarların, sanatçıların, düşünürlerin ülkesi olması yanı sıra, dünyaca ünlü yazarların, sanatçıların, düşünürlerin de sığındıkları, yaşadıkları, konuk oldukları bir ülke. Özellikle gönüllü ya da zorunlu sürgünlerin ilk akla gelen sığınağı. İsviçre, Dünya savaşlarında konuksever bir ev sahibi olmuş sürgünler için.
Uğur Kökten, "Leman Gölü Yalnızı kim acaba?" sorusunun izini hem gezilerinde onların yaşadıkları yerleri, evlerini, dolaştıkları sokakları, oturdukları cafeleri, parkları ziyaret ederek, hem de edebiyat tarihinde, o kişilerin verdikleri eserlerde sürmüş. Uğur Kökten'in tatlı dilli bir anlatımı var. Bir deneme ustası olarak, edebi niteliği, anlatımı gözönünde bulunduruyor, ama sahip olduğu bilgiyi de anlatmayı, paylaşmayı ihmal etmiyor. Üstelik bunu yaparken yazıya bilgileri boca etmeyerek gerektiği kadar anlatmasını da biliyor. Leman Gölü Yalnızı'nı hem edebi tad alarak, hem de bilgi sağlayarak okuyorsunuz. Gezi izlenimleri, gözlemleri de cabası…
Yorumlar