Mekân Ruhu

İskenderiye Dörtlüsü ile tanıyıp sevdiğimiz bir yazar Lawrence Durrell. Çağdaş Dünya Edebiyatının önemli isimlerinden. Gönüllü sürgün mekânı olarak Akdeniz'i seçmiş, sonra da Akdenizli olmuş. Yaşam öyküsünü bilmeseniz, İngiliz değil, Akdeniz ülkelerinden bir yazar sanabilirsiniz. Eserlerinde İngilitere hemen hiç yer bulmaz. Başta Yunanistan olmak üzere, Mısır, Rodos, Kıbrıs, Yugoslavya, Fransa yaşadığı ve eserlerine yansıttığı yerler. Türkçede yayınlanan kitabı Mekân Ruhu (Eylül 2008, çev. Ülker İnce, Can yay.), Akdeniz Yazıları alt başlığını taşıyor ama kitap kapakta da belirtildiği gibi mektuplar, denemeler ve gezi yazılarından oluşuyor. 537 sayfalık bu kitap, bildirilen içeriği ve kalınlığı ile okuru kendine kolayca çekemeyecek bir yapıda. Yazardan miras kalan, daha önce yayınlanmamış terekenin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş izlenimi veriyor. Ama önsözünü okumaya başladığınızda farklı bir yapı ile karşılaştığınızı anlıyorsunuz. Kitabı yayına hazırlayan Alan G. Thomas mektuplar, denemeler, gezi yazıları ile Durrell'in Akdeniz'ini kurgulamış. Sonuçta ortaya Durrell'in de katkısı ile yazarın yaşam öyküsünden bir kesit çıkmış. Kitap, Lawrence Durrell'in çocukluk ve ilk gençlik döneminin anlatıldığı bir bölümle başlıyor. Daha sonra mektupları ve açıklayıcı bölümleri izleyerek 1930'lardan itibaren yazarla birlikte Akdeniz'de yaşamaya, dolaşmaya başlıyoruz. Ülkeden ülkeye, kentten kente, adadan adaya bir yolculuk bu. Bir gezgin değil kalıcı bir ziyaretçi olmuş Lawrence Durrell; gittiği yerlere bakıp geçmemiş, oralarda yaşamış. Hayata karışmış, "yerleşik yabancı" olmuş. Sonuçta daha önce başka amaçlarla da yazılmış olsa Alan G. Thomas'ın kurgusu ile mektuplar, denemeler, gezi yazıları, açıklamalar, roman parçaları biraraya gelmiş ve yeni bir anlatı oluşmuş. Ülker İnce'nin usta işi özenli çevirisi ile Mekân Ruhu'nu bir anlatı, bir roman gibi keyifle okuyorsunuz.

Yorumlar