Mokusei

Cees Nooteboom, günümüz dünya edebiyatının önemli isimlerinden. Daha çok gezi edebiyatına yaptığı katkı ile tanıyoruz. Zaten Türkçe’ye çok kitabı çevrilmedi. Mokusei (Çev. Şemsa Yeğin, Sel yay.) 69 sayfalık kısa bir anlatı, uzun bir hikaye ya da novella olarak tanımlanabilir. Kitabın arka kapağında yazdığı gibi; “Hollandalı fotoğrafçı Arnold Pessers resim çekmek için Tokyo'ya gider. Kendisine poz vermesi için seçtiği Japon modelle tutkulu bir aşk yaşar. Batılı adam ile Japon genç kızın sıradan aşkından öteye taşınır ilişkileri. Pessers, güzel kokulu bir Japon çiçeğinin adı olan Mokusei diye seslendiği sevgilisiyle yaşadıklarının ışığında mekân, fotoğraf, dil, doğa, Batı, Doğu, sanat ve felsefeye farklı bir pencereden bakmaya başlar.”

Hollandalı fotoğrafçının bakış açısından Japon kültürüne yaklaşmaya, o kültürü tanımaya çalışırken uzaktan her bakışın yüzeysel kalacağını anlarız. Arnold Pessers’in Japonya ızmanı Belçikalı arkadaşı De Goede ile konuştukları, De Goede’nin gönüllü bir rehber gibi Japon kültürü ve sanatı hakkında verdiği sırlar Arnold Pessers’in aşkına ne kadar katkıda bulunur, ilişkisini kolaylaştırır bilemeyiz ama, biz okurlara bir çok önemli bilgi aktardığı kesin.

Ancak altı ayda bir buluşabilen iki sevgilinin arasında mesafe aslında doğu ve batının düşünce yapıları arasındaki uzaklığı da simgeliyor sanırım. İki farklı uygarlık nasıl birbirini anlayıp buluşamıyorsa aşk ilişkisi de mutlu sonla noktalanamıyor. Mokusei Hollanda’ya gitmeyi kabul etmiyor, Arnold da işini bırakamıyor ve çaresiz ayrılıyorlar.

28 Mayıs 2009, Cumhuriyet Kitap

Yorumlar