Yabanın Tuzlu Ekmeği


Erich Auerbach Alman filoloji geleneğinin en önemli temsilcilerinden, özellikle karşılaştırmalı edebiyat alanında yaptığı çalışmalarla tanınmış bir akademisyen ve eleştirmen. 1892’de, Berlin’de doğmuş. Filoloji eğitimi almış. Bu alanın en önemli adlarından Leo Spitzer’le çalışmış. 1921’de doktorasını tamamlamış. Marburg Üniversitesi Filoloji bölümünde çalışmaya başlamış. Nazizmin iktidara gelişi ile birlikte Yahudi kökeni nedeniyle üniversitedeki görevinden ayrılmaya zorlanmış. 1935’de Almanya’yı terk edip İstanbul’a yerleşmiş. Erich Auerbach, 20. yüzyılın en önemli eleştiri yapıtlarından sayılan Mimesis: Batı Edebiyatında Gerçekliğin Temsili’ni ve çok sayıda önemli makalesini, 11 yıl kaldığı İstanbul'da yazmış. 1947’de ABD’ye göç etmiş. Çalışmalarını orada sürdürürken 1957’de ölmüş.

Çok önemli bir edebiyat eleştirmeni ve kuramcısı olan Erich Auerbach’ı, ismini duymak dışında Türkiye’de tanımadığımız gibi eserlerinden de habersizdik. Sadece, Nazizm’den kaçıp İstanbul’a gelen akademisyenlerden olduğunu biliyorduk. Auerbach gibi Marburg Üniversitesi’nde okumuş ve dersler vermiş olan ve uzun yıllardır İstanbul'da yaşayan Martin Vialoun Yabanın Tuzlu Ekmeği (Ekim 2010, çev. S. Durgun, H.Barışcan, C.Perin, F. Elpe, Metis yay.) adıyla hazırladığı seçkiyle Auerbach'ı geç de olsa Türk okura tanıtıyor. Martin Vialoun, seçkinin girişinde yer alan Erich Auerbach'ın “İstanbul'daki Hümanizmi” başlıklı 82 sayfalık sunuş yazısında hem Auerbach’ın hayat öyküsünü, eleştiri anlayışını anlatıyor hem de kitapta yer alan makaleleri ve mektupları değerlendiriyor. Seçkide Auerbach’ın bir kısmına sadece Türkçede ulaşılabilen on dört yazısı ve bazılarını İstanbul'dan yazdığı beş mektubu yer alıyor. Kitabın arka kapağında belirtildiği gibi bu yazılarda Auerbach, Montaigne, Pascal, Montesquieu, Voltaire, Vico ve Rousseau gibi düşünürlerin çalışmalarını, Dante, Flaubert, Stendhal ve Proust gibi yazarları, Mimesis'te de kapsamlı bir biçimde ele aldığı gerçekçilik sorununu ve son dönemlerde çok tartışılan "dünya edebiyatı" kavramını ele alıyor.

Seçkide yer alan mektuplar ise özel bir ilgiye değer. Auerbach, mektup yazmayı sanat haline getirmiş bir yazar. Hayatını, çalışma koşullarını ve düşünsel ilgilerini yansıtan mektuplarındaki üslubu, altı çizilecek, özlü söz olarak değerlendirilebilecek cümleleri hemen dikkati çekiyor. Walter Benjamin'e yazdığı mektup, Türkiye'nin o zamanki siyasal konumuna dair gözlemlerini ilettiği için ayrı bir ilgiye değer. Martin Vialon yaptığı seçki ile bizlere Auerbach’ı her yönüyle tanıtmakla kalmamış, onun eserlerini merak etmemizi de sağlamış. Ahmet Cemal’in çevirmekte olduğu, S.Fischer Vakfı’nın desteği ile İthaki Yayınları’ndan çıkacak olan Erich Auerbach’ın başyapıtı Mimesis’i heyecanla bekliyorum.

14.12.2010

Yorumlar