Kaf Muamması



“Yedi Askı Şairleri”nden, Cahiliye Devri’nden yola çıkan bir roman Alberto Mussa’nın Kaf Muamması (Haziran 2011, çev. Marco Syrayama de Pinto, Kapı yay.). “Brezilya’nın en çok ödül almış yazarlarından biri” olarak tanıtılan Alberto Mussa, kökenleri nedeniyle olsa gerek Arap Edebiyatına özel bir ilgi duymuş. Arapça öğrenmiş. İslam öncesi dönemden şiirleri Portekizce’ye çevirmiş. Sanırım araştırmaları onu bu konuda bir roman yazmaya yöneltmiş. İslamiyetin doğuşundan önceki dönem Cahiliye Dönemi olarak biliniyor. Mussa, dönemi; “şiiri şimdiye dek hiçbir dilde ve hiçbir yüzyılda ulaşılamayan düzeye çıkaran çöl şairlerinin en görkemli zamanıdır” diye tanıtıyor. Bu devirde yazılmış şiirlerden sadece yedisi deve derilerinin üzerine çizilmiş ve halen Mekke’de bulunan Hacerü’l-Esved’in üzerine asılmış ki onları yedi askı şiirleri olarak biliyoruz. Kaf Muamması’nın anlatıcısı bu şiirlerin bir sekizincisi olduğuna inandığı “Kafiye el-Kaf” (uyağı kaf harfi olan şiir; Kaf dağını konu edinen şiir) adlı şiirin ve şairi El Gataş’ın Leyla’ya ulaşmak için yaptıklarının öyküsünü anlatıyor, daha doğrusu izini sürüyor. Şiiri ortaya çıkartmaya, kaleme almaya çalışıyor. Şiiri yazdığı zaman Kaf Muamması’nı da çözecektir.
Ana hikayenin paralelinde Cahiliye Dönemi’nde yaşananları, Yedi Askı şairlerinin ve şiirlerinin öykülerini okuyoruz. Arap Alfabesinin 28 harfinin gizemi de ayrı bir merak konusu oluyor. Kaf Muamması postmodern tazdaki kurgusu ve metin içinde kurulan oyunlarla okuru öyküden öyküye savurarak farklı okumalara da yönlendiriyor. Çünkü kurulan yapı oldukça karmaşık ve üst üste birçok öykü ve efsaneye dönemle ve Arap şiiri ile ilgili bilgiler ve birçok isim ekleniyor. Hem metni çeşitli biçimlerde okumak mümkün hem de metnin yaptığı göndermeleri daha iyi anlamak için yeni okumalar yapmak...
Kaf Muamması’nın çevirmeni Marco Syrayama de Pinto da Brezilyalı. Arap dili ve edebiyatı bölümü mezunu. 2010’da türkçeden Portekizce’ye ilk çeviri olan Dede Korkut Oğuznameleri’ni çevirmiş. Çağdaş Türk yazar ve şairlerinden de çeviriler yapıyor. Ana dile çeviri yapmanın ana dilden çeviri yapmaktan daha kolay olduğu söylenir. Çünkü anadilinizde kendinizi daha kolay ve doğal ifade edersiniz. Kaf Muamması konusuyla olduğu kadar, yapısı, dili ve anlatımıyla da kolay çevrilecek bir kitap değil. Bazı yerlerde “El Gataş düelloyu yener” (s.163) gibi küçük pürüzler olsa da Marco Syrayama de Pinto ana dilden çevirinin getirdiği handikapları büyük oranda aşmış ve başarılı bir çeviri yapmış.
28.07.2011

Yorumlar