Yangın Müziği


A.M. Homes Yangın Müziği’nde (Şubat 2012, Çev. Avi Pardo, Sel yay.) New York'un banliyölerindeki bahçeli müstakil evlerde gerçekte neler yaşandığını anlatıyor. Özenilen yaşam biçimlerinin nasıl yalanlar ve dramlar barındırdığını iki çocuklu bir ailenin yaşadıklarının ayrıntılarına girerek örnekliyor. Aslında onlarınki bir dağılma öyküsü. Farkında olmadan, farkında olduğunda müdahale edilemeyen bir çözülüp dağılma. Birçok insanın ulaşmak için özverilerde bulunduğu bir yaşam biçiminden kaçıp kurtulmak istiyorlar. İyi bir iş, güzel bir ev, iyi okullarda okuyan çocuklar, konu komşuyla davetlerde partilerde geçirilen geceler...
Amerikan orta sınıfının hayat tarzını, banliyölerde yaşananları eleştiren, acı gerçekleri resmeden birçok roman yazıldı, filmler, diziler çekildi. Halen ülkemiz televizyonlarında da gösterilen Umutsuz Ev Kadınları bunun tipik örneği. Yangın Müziği’ni benzerlerinden ayıran anlatımı, sert dili ve bu idealize edilmiş yaşam biçiminden kurtulmanın yollarını araştırması. Kurtulacağım derken nereye varıldığını anlatması.
Her şey bir haftasonu başlıyor. Pazar sabahı Elaine yapılması gereken işler ve tamir edilmesi gerekenlerden oluşan uzun bir listeyle uyanıyor. Bulaşık makinesi bozuk, lavabo tıkanmış, banyonun kapısının pervazı düşmüş, tavanın boyası çatlamış... Çocukların doyurulması, bulaşıkların, çamaşırların yıkanması gerekmekte... Bu liste uzar gider. Nereye baksa yapılacak yeni bir iş görür. Tüm bunların üstüne elli üç yıllık evllikten sonra kocasını terk edip onlara yerleşmek isteyen annesi çıkagelmiştir. Oysa bugünü ev gibi ilişkilerinin de tamire ihtiyacı olduğunu hissettiği kocasıyla, çocuklarıyla dinlenerek, eğlenerek geçirmek istemektedir.
“Midesi bulanıncaya kadar not alır, sonra merdivenden aşağı inip bir içki almak için buzdolabını açar. Ne içmek istediğine karar vermeye çalışırken buzdolabının ampülü patlar. Bu yeterlidir. Fazladır hatta. Dışarı çıkıp basmaklara oturur. Eve geri dönemez. Eve tekrar giremez.”
O günün akşamı evde yiyecek bir şey olmadığı için buzdolabında kalmış sosisleri ızgara yapmaya karar verirler. Paul mangalı yakar. Elaine tamamen çökmüştür. “Yapamıyorum artık” der. “Paul mangal kömürü tutuşturma sıvısını alıp evin üzerine püskürtür. ‘Bu mu istediğin?’ diye sorar. Elaine “Bilmiyorum” dese de Paul’ün yanına gider mangala tekmeyi vurur. “Kömürler yere saçılır, mangal devrilir. Her şey cızırdayıp tüter önce, sonra ateş yerden yavaş yavaş yükselip eve doğru ilerler. Alevler evin arka duvarına doğru sürünürken onlar durup seyrederler.”
Bu her şeyin bittiği nokta değil yeni bir başlangıç olur. Ev tamamen yanmamıştır ama içinde oturulamaz haldedir. Çocuklar arkadaşlarının evlerine onlar da kendilerini konuk eden bir komşunun yanına yerleşir. Mükemmel evler, lezzetli yemekler, iyi yetiştirilmiş çocuklar... Evin tamir edilme döneminde Paul, Elaine ve çocuklar konuk oldukları evlerde yaptıkları gözlemler ve şahit oldukları olaylarla çevrelerinde görüp özendikleri, örnek aldıkları hayatların aslında hiç de düşündükleri gibi olmadığını anlarlar. Dıştan görünümler farklıdır ama hemen herkes birbirine benzer sahte hayatlar yaşamaktadır, çürümektedir. Sorunlar baş edilemeyecek düzeye gelmiştir. Baş edilemeyen bu sorunlar “bir Amerikan klasiği” ile taçlanır. Elinde silahlar üzerinde bombalar olan bir öğrenci sınıf arkadaşını rehin alır. Rehin alınan Paul ve Elain’in küçük oğullarıdır rehin alan da onu evlerinde konuk eden en yakın arkadaşı.
A.M. Homes Yangın Müziği’nde tüm yaşananları oldukça gerçekçi hatta gerçeğin ardını gören bir bakış açısıyla, sert, acımasız ve sade bir dille anlatıyor. İdeal olarak sunulan Amerikan orta sınıfının yaşam tarzının tüm sahte yanlarını açıkça ortaya koyuyor. Yangın Müziği iyi bir yazardan iyi bir roman. A.M. Homes’un diğer eserlerini de merak etmemek elde değil.
15.03.2012

Yorumlar