Alessandro Baricco Mr.
Gwyn’de “ansızın hayatını kazanmak için her gün yaptığı işin artık ona
kesinlikle uygun olmadığı duygusuna kapıl”an bir yazarın öyküsünü anlatıyor.
Jasper Gwyn, İngiltere’de oldukça beğenilen bir romancıdır.
Kitapları birçok dile çevrilmiştir. On iki yıl içinde her biri farklı üslup ve
türlerde üç roman yayınlatmıştır. 43 yaşında başarılı bir yazar olarak kitap
yazmayı bırakması kadar şaşırtıcı bir şey olamazdı. Üstelik bunu sessizce yani
bir açık kapı bırakarak değil Guardian’a yazdığı bir yazı ile yapmıştı. “Yazı,
Jasper Gywn’in kendi kendine bir daha asla yapmamaya söz verdiği elli iki şeyin
listesiydi.” Listenin son maddesi de kitap yazmaktı.
Eğer idareli harcarsa Mr.
Gywn’in (Şubat 2013, çev. Şemsa Gezgin, Can yay.) kendisini geçindirecek
parası vardır. Bir süre hiçbir şey
yapmadan zamanını geçirir. Ne yapacağını düşünür. Arzusu kitap yazmak zorunda
kalmadan ama yine yazarak geçinmektir. Kopyacı olmaya karar verir. Fikirlerini
berraklaştıran bir doktor muayenehanesinin bekleme salonunda rastladığı kadın
olur. Gwyn’i tanıyan kadın onun yazarlığı bırakmasını sorgular. Kopyacılık
yapmak istediğini öğrenince de “İnsanları kopya etmekle ilgili bir şey bulun
bari” der kadın. Ama nasıl bir kopyacılık yapacağını bir yıl kadar sonra yolu
bir sergiye düştüğünde anlar. Sıradan insanların çıplak resimleri
sergileniyordur. O da böyle portreler yapacaktır. Bunu yazıyla
gerçekleştirecektir. Tablolar gibi biricik olan, kişiye özel portreler
yazacaktır. Portreler yayınlanmayacak, portresi yazılan kişiye verilecektir.
Romanın bundan sonrasında Mr.Gwyn’in portrecilik işine başlamasının, modellerle
yaşadıklarının ve nihayetinde bu işten vazgeçmesinin öyküsünü okuyoruz. Mr. Gwyn’e portresini yazdırmaya
gelenlerin her biri farklı bir öykü demek. Baricco, bu öyküleri klasik
diyebileceğimiz bir üslupla ama kendine has kısa ve sade cümlelerle lafı hiç
uzatmadan anlatıyor. Bir anlamda sıradan gelebilecek bu yapıyı zenginleştiren
de Baricco’nun anlatımı ve romanın bütününde verdiği mesajlar. Her insanın
kendine has, özel bulduğu bir hikayesi olduğunu, onu mahremiyetine zarar
vermeden paylaşmak istediğini söylüyor. Yazarlık mesleğini sorgularken de,
yazarlık yerine “kopyacılık” yapmayı tercih ederken de getirdiği tezler üzerinde
düşünmeye, tartışmaya değer.
14.03.2013
Yorumlar