Julian Assange’ı WikiLeaks’le tanıdık. “ABD ordusu ve hükümeti
içinde resmi gizlilik ilkesinin sistematik olarak istismar edildiğini” ortaya çıkardığı
için başı derde girdi, davalara boğuldu. Ama belgeleri yayınlamaktan
vazgeçmediği gibi Irak, Afganistan gibi ülkelerle ilgili yayınlar da yaptı.
Assange 20 Mart 2012’de İngiltere’de ev hapsindeyken kendisi
gibi internet eylemcisi olan, yaptıkları eylemlerle devletlerin ve şirketlerin
peşlerine düştüğü Jacob Appelbaum, Andy Müller-Maguhn ve Jeremie Zimmermann ile
buluşup internetin insan özgürlüğündeki yerini, geleceğini tartışmış. “Özgürlük
ve İnternetin Geleceği Üzerine Bir Tartışma” alt başlığını taşıyan Şifrepunk (Şubat 2013, çev. Ayşe Deniz Temiz, Metis
yay.) bu söyleşinin kağıda dökülmüş hali.
“Assange'a göre elimizdeki en önemli özgürleşme aracı olan
internet, totoliterliğin bugüne dek görülmedik düzeyde tehlikeli bir yöntemi
haline geldi; hatta insan uygarlığı için bir tehdit arz ediyor.” Başta ABD olmak üzere devletler ve şirketler
internet kullanımı aracılığıyla insanlar hakkında her şeyi öğreniyorlar, onları
takip ediyor, denetliyorlar. Dünya’daki tüm telefon konuşmaları, e-posta
yazışmaları da kaydedilip, gerektiğinde kullanılmak üzere saklanıyor yani ortam
dinlemesi gibi ajanlık çalışmalrına gerke yok. Aynı şekilde kredi kartı
kullanımının merkezi olarak kaydedilmesi
ile de yine insanların hareketleri ve harcamaları takip ediliyor. Tüm bu
kayıtlar da ABD’de depolanıyor.
Assange ve arkadaşları tüm toplumsal ve ticari işlemlerin
internet üzerinden yapılmaya başlaması ile bu izleme ve denetleme işleminin çok
daha kolaylaştığına dikkati çekiyor. Google, Facebook gibi ABD meşeli
şirketlerin internet üzerinden yaptığımız tüm işlemleri kaydettiklerini,
kimsenin içeriğini bilmediği gizli yasalarla ve nasıl kullanılacağını bilmeden
ABD makamlarının kullanımına açtıklarını anlatıyorlar. Yeni gelişen bulut
bilişim ile tüm dosyalarımız da ABD’deki şirketlerde depolanmış ve kontrol
edilebilir olacak.
Hemen her yerde bulunan kameraların kayıtları da
eklendiğinde George Orwell’in 1984’ünü aratmayan bir ortam oluşmuş oluyor ve
“Big Brother” sürekli bizi gözetliyor.
Assange mahremiyeti korumak ve internetteki takibi önlemek için şifreler
kullanmayı öneriyor. Şifrepunk deyimi
de buradan geliyor.
Devletler ve şirketler internet kullanımı aracılığıyla
insanlar hakkında her şeyi öğreniyorlar, onları takip edip denetlerken bir
yandan da interneti yasaklayacak, kısıtlayacak yasalar çıkartmayı, kurullar
oluşturmayı da ihmal etmiyorlar. Bu çelişkiyi anlamak mümkün değil. ABD’de
telif haklarını korumak bahanesi ile çıkartılmaya çalışılan SOPA yasa tasarısı
ve ona karşı verilen mücadele tipik bir örnek. Kitaba, SOPA’ya karşı mücadeleyi
örgütleyen ve Ocak 2013’de genç yaşta intihar eden Aaron Swartz’ın bu konudaki
bir konferans metni de eklenmiş.
14.03.2013
Yorumlar