Gündelik Felaket Teorileri



“Çok okuyan değil, çok düşünen bilir...” diye sloganı olan çok okuyan, yaşamı kitaplar ve filmlerden referanslarla anlamaya çalışan bir kahramanı olan bir roman “Gündelik Felaket Teorileri” (Eylül 2013, çev. Algan Sezgintüredi, Siren yay.). Romanın anlatıcı kahramanı Blue van Meer hemen her sömestr başka bir üniveristede ders veren babasıyla yaşayan bir genç kız. Sürekli okul değiştirse de çok başarılı bir öğrenci. Sonuçta da zaten Harvard’a girmiş. Blue lise son sınıftayken okuduğu North Carolina Stockton’daki St. Gallway School’da yaşadıklarını anlatıyor.
Blue, amatör bir kelebek koleksiyoncusu, lepidopteran olan annesini 5 yaşındayken bir araba kazasında kaybetmiş. Baba – kız birbirlerine derinden bağlı. Bu bağlılık nedeniyle 16 yaşındaki Blue hâlâ küçük çocuk muamelesi görüyor. Babası üzerine aşırı bir biçimde titriyor. Blue’nun lisedeki son yılını çok önemsiyor. Hedef Harvard’a girmek. O nedenle de Blue’nun okul birincisi olması gerekli. Bir üniversiteden diğerine arabayla giderken babasının seçtiği entelektüel dozu yüksek kitapları yüksek sesle okuyarak o yaştaki bir öğrencinin gereksineceğinden çok daha fazla bilgi ile donanmış Blue. Babası gibi o da kitapların, filmlerin aracılığıyla dünyaya bakıyor, yaşananları anlamaya çalışıyor.  
Blue tipik bir “inek” gibi hayatını geçirirken sinema dersleri veren Hannah Schneider’la tanışıyor. Çok değişik ve karizmatik biri olan Hannah Schneider Blue’yu hafta sonları evinde buluşan gruba katılması için davet ediyor. Grup “mavi kanlılar” diye adlandırılan okulun zengin ve gizemli öğrencilerinden oluşmaktadır. Hemen herbiri kendine has özellikleri olan, yaklaşılması güç, garip kişilerdir bu öğrenciler. Öğretmenleri aralarına katmış olsa da Blue’yu hemen kabullenmezler, uzun süre dışlarlar. Blue da bir kenarda durup söylenen her sözün, her hareketin anlamını sorgulayıp, yorumlayarak yaşananları izler.  
Her şey Hannah Schneider’ın evinde verdiği ve grup üyelerini davet etmediği maskeli partiye davetsiz misafir olarak katılmaları ve partide Hanah’ın çok yakın bir erkek arkadaşının aşırı içki içip bahçedeki havuza düşüp ölmesi ile değişmeye başlar.
Marisha Pessl “Gündelik Felaket Teorileri”ni bir İngiliz Edebiyatı ders kitabı yapısında kurmuş. Her bölüme İngiliz Edebiyatı’nın “Otello”, “Uğultulu Tepeler” gibi klasiklerinden başlayıp “Uluma” ve “Guguk Kuşu”na uzanan önemli eserlerinin adlarını vermiş, son bölümlerde Dünya edebiyatından da kitapları bölüm başlığı olarak almış.
Blue van Meer hemen her olayı hatta her diyaloğu filmler ve kitaplara göndermeler yaparak kendi kendine ve tabii biz okurlara açıklıyor. Çok sık alıntılar yapıyor. ”Babamla arayla seyahat ederken yüksek sesle okumuştum” diye tanıttığı bu kitaplar Kelebek Avlama Sanatı’ndan Aldırmama ve Fazla İstememenin Yolları, Kayıp Kibirlerin Gönenci’ne dek çok çeşitli konularda ve çoğunun gerçekte var olduğundan şüphelenmemek elde değil. Blue filmlerden replikler alıntıladığı gibi birçok gizli gönderme de yapıyor ki bunların çoğunu çevirmen Algan Sezgintüredi’nin dipnotlarla göndermelerin hangi kitaplara ya da filmlere yapıldığını bildirmesi ile öğreniyoruz.
Söz çevirmene gelmişken belirtmeliyim “Gündelik Felaket Teorileri” otuz dile çevrilmiş, çoksatan popüler bir roman olsa da bol alıntılı ve göndermeli yapısı ile çevirisi oldukça güç bir roman. Algan Sezgintüredi iyi bir çeviri yapmış. Yayınevi de bu emeğin karşılığını kitabın kapağına çevirmenin adını koyarak vermeliydi. İyi çeviri olmasa bu romanının tadını Türkçede almak mümkün olmazdı.     
“Gündelik Felaket Teorileri”nin tek handikapı yazarın bu zaman zaman gerçekliğinden şüphelendiğimiz alıntıların, göndermelerin şehvetine fazlaca kapılmış olması. Alıntı ve göndermelere bir de geriye dönüşlerle anlatılan Blue’nun ve babasının geçmişleri eklenince roman fazlaca sarkıyor. Marisha Pessl da durumun farkında olmalı ki ilerleyen sayfalarda yeni bir ölümle gerilimin dozunu artırarak okurun kitaptan kopmasını önlemeye çalışıyor.
“Gündelik Felaket Teorileri” bir zeka gösterisi gibi de değerlendirilebilecek birçok gerekli gereksiz bilgi veren, bol oyunlu, eğlenceli, merak unsurunu yüksek tutan değişik bir roman.    
24.10.2013 

Yorumlar