“Edebiyatının aykırı sesi”, “feminizmin öncüsü”, “skandallar
kraliçesi” gibi sıfatlarla tanınan Colette bu kez roman kahramanı olarak
çıkıyor karşımıza. Delphine de Malherbe “Sevmek ya da Terk Etmek”de (Temmuz
2014, çev. Armağan Sarı, Everest yay.) 17 yaşındaki üvey oğlu Bertrand de
Jouvenel’le yaşadığı aşktan yola çıkarak Colette’in yaşam öyküsünü kendi
ağzından anlatıyor.
Tam adıyla Sidonie-Gabrielle Colette 28 Ocak 1873’de
doğmuş. Emekli bir subayla renkli kişiliği ile tanınmış bir annenin kızı. Burgundi
bölgesinde büyümüş. Çocukken piyano dersleri almış. İlkokulu bitirdikten sonra öğrenimine
devam etmemiş. 1893’de 20 yaşındayken kendinden 15 yaş büyük yazar ve müzik
eleştirmeni Henri Gauthier Villars ile evlenmiş. “Willy” lakabıyla
bilinen Henri Gauthier Villars dolandırıcılıkları ile ünlüymüş ve “edebiyat
şarlatanı” diye tanınıyormuş. Colette’in ilk eserleri kocasının adıyla
yayınlanan “Claudine” (1900-05) dizisi olmuş. Romanlar “Belle Époque” Fransası’nda
şok etkisi yapmış ve büyük başarı kazanmış. Kocasının dejenere hayatından ve
baskılarından yılan Colette 1906’da evi terk etmiş. Kocasını terk ettikten
sonra birlikte yaşadığı, Madam Missy takma adını kullanan III. Napoleon’un yeğeni Marquise de Belboeuf’un
desteği ile Paris müzikhollerinde önce şarkıcı sonra da pandomimci olarak
çalışıp ün kazanmış. Daha sonra sevgilileri ile ilişkilerini de konu ettiği,
aşk ilişkilerini çekinmeden kaleme aldığı otobiyografik yanlar da taşıyan
romanlarla öncü ve çok okunan bir yazar olmuş. 1912’de Le Matin gazetesinin
editörü Henri de Jouvenel des Ursins’le evlenmiş. “Sevmek ya da Terk
Etmek”de anlatılan aşk öyküsünün kahramanı da bu evlilikten üvey oğlu. Bertrand
de Jouvenel’le yaşadığı aşk dillere düşünce kocasından ayrıldığı belirtiliyor
biyografilerinde. Colette bu aşkı “Cheri” adlı romanında anlatmış. “Cheri”yi
Azra Erhat “Cicim” (Can yay.), Vivet Kanetti “Caniko” (Cadde yay.) adıyla
türkçeye çevirdiler. İki sevgilinin ayrılıp Caniko’nun evlenmesinden sonra yaşananlar
da yine Vivet Kanetti’nin çevirdiği “Caniko’nun Sonu”nda (Cadde yay.)
anlatılır.
Delphine de Malherbe “Sevmek ya da Terk Etmek”de Colette’i
bir psikanalistin koltuğuna yatırıp hem bu aşk ilişkisini sorgulamasını hem de
o güne dek yaşadıklarını tekrar hatırlamasını sağlıyor. Psikanaliste anlatır
gibi anlatıyor Colette’in yaşam öyküsünü. Sadece bir seansa hakkı var
anlatıcının ve aklından geçen, dert edindiği her şeyi bu seansta anlatıp çözüm
bulmak istiyor. Üvey anne ve oğul olmalarının yanında arada büyük bir de yaş
farkı var; Bertrand 17, Colette 47 yaşında. Ama Colette genel ahlakın bakış
açısıyla değerlendirmiyor, çok farklı bir açıdan kendince bakıyor bu ilişkiye. Onun
daha çok kadınlık halinden kaynaklanan gerekçeleri var. Yaş farkını, yaşlanmakta
olmasını çok önemsiyor örneğin.
“Sevmek ya da Terk Etmek” bir solukta okunan 112 sayfalık
kısa bir anlatı ama okuduktan sonra peşinizi bırakmayan kitaplardan. Bir yandan
kadın sorunlarından, aşk ilişkilerinden, karı – koca ilişkilerinden, aile
içinde yaşananlardan başlayıp insanlık hallerine, kadın özgürlüğüne uzanacak
bir çok soruna değiniyor. Diğer yandan Colette gibi işlediği konular ve
anlatımıyla öncü bir yazarı, modern bir klasiği bize bir kez daha hatırlatıyor Delphine
de Malherbe. Colette 1954’de Paris’te öldüğünde yayınlanmış 50 romanı varmış.
Türkçede ilk kez 1945 yılında yayımlanmış. On kadar romanı Türkçeye çevrilmiş
ama bugün sadece dört kitabını kitapçılarda bulabiliyoruz. Bir de Judith
Thurman’ın Colette’in yaşamını en ince ayrıntısına dek anlattığı 766 sayfalık
dev eseri “Bedenin Sırları” (İnkılap Kit.) var, o da tükenmiş görünüyor.
21.08.2014
Yorumlar