Hava puslu. Yağmur tedirginliği var. Heybeliada kış
görüntüsünde. Ortalıkta pek kimse görünmüyor. Motoru mimoza satıcıları
karşılıyor. Sevgililer Günü’nde ada kaçamağı yapan sevdalıların gününü
renklendirmek için...
Ayşe Sarısayın’dan gelen e-posta “Heybeliada'da 14 Şubat
Dünya Öykü Günü kutlaması” başlığını taşıyordu. Mesajda “Heybeliada Halk
Kütüphanesini Koruma Girişimi, bu yıl 14 Şubat Dünya Öykü Günü İstanbul
kutlamasına Heybeliada Ruhban Okulu’nun tarihi atmosferinde bir ‘öykü şenliği’yle
ev sahipliği yapıyor” deniyordu. Sezer Ateş Ayvaz, Nursel Duruel, Birsen
Ferahlı, Leyla Ruhan Okyay, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Nemika Tuğcu, Yasemin
Yazıcı ve şair Adil İzci’nin katkılarıyla oluşturulmuştu program.
14 Şubat’ı güzel bir yerde, Heybeliada’da, merak ettiğimiz,
görmek istediğimiz bir mekânda, iyi öykücülerin sohbetlerini dinleyerek
geçiririz diyerek yola düştük.
Fayton Ümit Tepesi’ne doğru tırmanırken “yine biz bize bir
etkinlik” diye düşünüyordum. Elele yürüyen çiftlerin kaçı Aya Triada’ya doğru
yönelir? Kaç kişi olur Ruhban Okulu’nda?
Ruhban Okulu 1972’den beri kapalı. Her şeyiyle öğrencileri
kabul edecek bir biçimde hazır ama ıssız. Türk Hükümetinden gelecek “okul
öğretime açılabilir” bilgisini bekliyor. İnanç özgürlüğünü tüm özgürlüklerden
daha kutsal sayanlar kendi inancı dışındakilerin özgürlükleri konusunda
duyarsız. İnanç özgürlüğünü politika malzemesi yapıp bir pazarlık unsuru olarak
kullanmalarını ise artık bir çelişki olarak bile görmüyoruz.
Ruhban Okulu’nun geniş bahçesinde tur atıp, Aya Triada
Kilisesi’nin kilitli kapısından dönüp etkinliğin yapılacağı merdivenleri
tırmanmaya başlıyoruz. İçeride heyecanlı bir hareketlilik var. Girişteki küçük
alanda “Semih Poroy’un çizgilerinde öykücülerimiz” sergisi yoğun. Okulun
sınıflarında insanlar dolaşıyor. Etkinlik için birinci katı işaret ediyorlar.
Kalabalık gittikçe artıyor. Psikoposların resimleri ile bezeli salonda oturacak
hemen hiç yer yok. İzleyiciler yerlere oturmaya başlıyor. Kısa sürede salonda
adım atacak yer kalmıyor, taşıyor.
Heybeliada Kütüphanesi Koruma Girişimi “Heybeliada Eski Türk
İlkokulu’na ve Halk Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapmış olan eski Triandafilidis
Köşkü’nü bir halk kütüphanesi olarak çağdaş bir işleve kavuşturmak ve adanın
kültürel yaşamına katkıda bulunmak isteyenlerden oluşan sivil bir girişim.”
Serenad Demirhan görseller eşliğinde halk kütüphanesinin öyküsünü anlatarak
girişim hakkında bilgi veriyor. Triandafilidis Köşkü’nün yeniden yapımını nasıl
yakından takip ettiklerini görüyoruz. Kütüphane koruma girişimi aradan geçen
zamanda sivil bir kültür hareketi halini de almış. Güzel etkinlikler yapmışlar.
Ruhban Okulu da ilk kez "Ölümünün 35. yılında Behçet Necatigil'den Ayşe
Sarısayın'a Edebiyat Yolculuğu" etkinliği için kapılarını açmış.
Ayşe Sarısayın “Dünya Öykü Günü kutlaması”na bu kadar yoğun
katılım olmasından dolayı ne kadar şaşırıp sevindiklerini söyleyerek söze
başlıyor. Dünya Öykü Günü’nün ilan ediliş öyküsünü, Özcan Karabulut’un
çabalarının nasıl yankı bulduğunu anlatıyor. Biz bu etkinliği yaparken birçok
başka kentte de etkinlikler yapılıyor, diye ekliyor. Adalarda ne kadar çok şair
ve yazarın yaşadığını hatırlatıp Kriton Dinçmen’den bir parça okuyor. Sait
Faik’den başlayarak adalı yazarları anıyor.
Bu yılki Dünya Öykü Günü bildirisini yazan Murathan Mungan:
“Öykünün geleceği sözün geleceğidir. Dünyanın neresinde olursa olsun, sözü,
meselesi, estetik kaygıları olan edebiyat, insanın aklını, ruhunu
zenginleştirmeyi, içini güçlendirmeyi, her tür karanlığına direndiği dünyayı
güzelleştirmeyi ve okuruna ancak iyi edebiyatın verebileceği hazzı vermeyi
sürdürecektir” demiş.
Murathan Mungan’ın şevk veren sözleri kulaklarımızda Dünya
Öykü Günü’nü bu kadar çok insan kutlayabiliyorsa her şeye rağmen umut vardır
diye Ümit Tepesi’nden iniyoruz.
18.02.15
Yorumlar