Aurelio Zen maceralarının yeni kitabı “Örgüt”te Vatikan’ın
karanlık koridorlarından Milano’nun moda atölyelerine uzanan bir macera bizi
bekliyor.
Aurelio Zen maceralarının ilk kitabı “Fare Kral” Kasım
2013’de yayımlanmıştı. Ardından Şubat 2014’de “İntikam” geldi. Şimdi de “Örgüt”
Türkçede (Şubat 2015, çev. Seda Çıngay, Labirent yay.). Aurelio Zen değişik bir
polis, bir anti-kahraman. Daha önce de yazmıştım, onu gündelik hayatın içinde,
kusurlarıyla, insanlarla kuramadığı ilişkilerle, sahte dostlarla, arkasından iş
çeviren meslektaşlarıyla tanıyoruz. Onu farklılaştıran, inandırıcılığını
artıran da bu özellikleri.
Başarısızlıkları polis örgütünde ilerlemesini sağlamış,
dürüst davranışları kusur olarak görülüp mimlenmiş bir polis. Aykırı yollara
sapmak, kuraları esnetmek, görmezden gelmek, hafif derecedeki suçlara ve
sahtekârlılara göz yummak ona göre normal hareketler.
Zaten çoğunlukla bir olayı aydınlatması, katilleri ya da
suçluları ortaya çıkartması için değil mevcut iktidarın ya da siyasi
yöneticilerin çıkarlarına uygun olarak sonuçlandırması arzusu ile
görevlendiriliyor. Bu görevleri de çoğunlukla başarıyla yerine getiriyor ama bu
arada biz okurlar Aurelio Zen’le birlikte olayın ardındaki gerçeği ve failleri
öğrenmiş oluyoruz.
Michael Dibdin “Örgüt”te Vatikan’da yaşananlara uygun, tam
da beklendiği gibi kilisenin gizli işleri, kara para trafiği, casuslar, gizli dernekler
ve sahte kimliklerle dolu bir öykü anlatıyor. San Pietro Bazilikası’nın
kubbesinden beton zemine düşen prensin kimliği ve çevirdiği işler, üye olduğu
gizli dernekler bile bu sır dünyasının ne kadar karmaşık ilişkilerle dolu
olduğunu düşünmemizi sağlayabilir.
Aurelio Zen’den istenen de cinayetin neden işlendiğini ve
katilin kimliğini ortaya çıkartması değil işin içine mümkün olduğunca Vatikan’ı
sokmadan dosyayı kapatmasıdır. Aurelio Zen de böyle yapıyor ama bu cinayete bir
yenisi daha eklenip olay gazetelere düşünce dosyanın pek öyle kolay
kapanamayacağı anlaşılıyor.
Aurelio Zen ipuçlarının peşine düşüp gizemli örgütlerin
içine yuvalanmış gizli örgütlerin kapalı kapılarına dek ulaşıyor ama roman
boyunca gözümüzün önünde dolaşıp duran yeni yetme modacı çok daha farklı bir
yeri ve çözümü işaret ediyor.
Michael Dibdin “Örgüt”te Vatikan deyince hemen sırların, kilise
entirikalarının ve gizemli örgütlerin peşine düşen romancılarla ve onların her
türlü gizli ilişkiyi ve sırrı çözebilen detektifleriyle satır aralarında
güzelce eğlenip bu komplocu bakış açısını sıkı bir biçimde eleştirirken bir
yandan da bizimkine çok benzediğini düşünebileceğimiz İtalyan Polis örgütü ve
kendi işlerinden başka her şeyle uğraşıp yetersiz maaşlarına yeni gelirler
katmak için girişimlerde bulunan memurları da afişe ediyor.14.05.2015
Yorumlar