“Sahne Işıkları” Charles Chaplin’in başyapıtlarından. ABD’de
çektiği son film olma özelliği de var. 1952’de gösterime giren filmin
yapımcısı, yönetmeni, senaryo yazarı, müziklerinin bestecisi ve başrol oyuncusu
Charles Chaplin. Bir anlamda ustalık gösterisi de diyebiliriz. Chaplin “Sahne
Işıkları”nı yaptıktan sonra bir daha dönmemek üzere ABD’yi terk ediyor. 1977’de
88 yaşında ölene kadar İsviçre’de yaşıyor.
David Robinson “Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın
Dünyası”nda (Nisan 2016, çev. Fadime Kâhya, İş Kültür yay.) bu filmin yaratım
sürecini anlatırken Charles Chaplin’in Sahne Işıkları’nın öyküsünü önce bir
novella olarak yazdığını, bu novellanın üzerinde çalışarak filmin senaryosunun
oluşturulduğunu anlatıyor. Kitapta bu novella “Ramp Işıkları” adıyla yer
alıyor. Böylece ilk kez Charles Chaplin imzalı bir edebiyat eserini okumuş
oluyoruz. Kuşkusuz bu novella yayımlanması amacıyla değil çekilecek filme
kaynaklık etmesi arzusuyla yazılmış ama edebi bir niteliği de var ve tek başına
bir kitap olarak okunabilir. Ama David Robinson’ın amacı bu değil. Robinson
“Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın Dünyası”nda Charles Chaplin’in bir sinema
eserini nasıl meydana getiridiğinin öyküsünü somut örneklerle anlatıyor. Bu
novella da Chaplin’in daha çekime başlamadan eserine ne kadar büyük önem ve
emek verdiğinin önemli bir örneği.
David Robinson 1930 doğumlu bir film eleştirmeni ve yazar.
1950’lerde Sight and Sound ve Monthly Film Bulletin gibi sinema dergilerinde yazarak
eleştirmenliğe başlamış. Aynı yıllarda bu dergilerde editörlük görevinde de
bulunmuş. Financial Times ve Times gazetelerinde uzun yıllar sinema eleştirileri
yayımlanmış. Film festivallerini yönetmiş. Berlin, Moskova gibi önemli film festivallerinin
jürilerinde yer almış. Sinema tarihi üzerine kitaplar yazmış. En önemli
özelliği olarak Charles Chaplin’in “resmi biyografi yazarı” olması
belirtiliyor.
Sıkı bir Charles Chaplin hayranı olan David Robinson bir
öğrenci için çok büyük masraflara mal olmasına rağmen Sahne Işıkları’nın Dünya
prömiyerine katılmış. Diğer filmlerinin ilk gösterimlerini de izlemiş. 1974’de
yeniden yayımlanışı vesilesiyle “Sahne Işıkları” hakkında The Times’da yazınca
“Charlie ve Oona Chaplin” imzalı bir yılbaşı tebriği almış. Kartta “Sizin Sahne
Işıkları değerlendirmenize bayıldık” yazıyormuş. Bu kart Robinson’ın Chaplin
ailesi ile bağ kurmasını sağlamış. Oona Chaplin Robinson’a güvenmiş, Charles
Chaplin’in iyi korunmuş arşivlerini incelemesini sağlamış. Sonuçta ortaya
Charles Chaplin’in yaşam öyküsünü bütün ayrıntıları ile anlatan 792 sayfalık
“Chaplin: His Life and Art” adlı biyografi çıkmış.
“Ramp Işıkları” adlı novellanın ortaya çıkmasını Robinson’ın
Chaplin arşivinde yaptığı araştırmanın sağladığını anlıyoruz. Sadece bu novella
değil ona bağlı olarak “Calvero’nun Öyküsü” başlığı konulan ve Charles
Chaplin’in Sahne Işıkları’nda canlandırdığı karakterin film öncesi
yaşadıklarını hikaye eden metin de kitapta yer alıyor.
Calvero, bir zamanlar çok meşhur olmuş ama alkol sorunu
nedeniyle bu ünü koruyamamış yaşlı bir komedyendir. Günlerini ününü yeniden
nasıl kazanacağının hayallerini kurarak ve bol bol içerek geçirmektedir. Bir
gün kaldığı pansiyon döndüğünde alt katta kalan genç bir kızın odasından gelen
kokulardan intihar ettiğini anlar ve genç kızı kurtarır. Terry adlı bu genç kız
tüm umutları tükenmiş, beş parasız kalmış bir balerin adayıdır. Geçirdiği
histeri krizi nedeniyle dans etmek bir yana artık yürüyemeyecek haldedir.
Calvero onu odasına alıp bakmaya başlar.
Terry’nin hayata bağlanmasını sağlamak için uğraşırken
aralarında kurulan bağ ona şevk verir ve tekrar tiyatrolarda iş aramaya başlar.
Calvero'nun komedi anlayışı eskimiştir, artık insanlar bambaşka şeylere
gülmektedir. Calvero’da da yeni şeyler yaratacak ruh hali yoktur. Bulduğu
işlerde başarılı olamaz. Ama Terry'ye verdiği cesaret genç kızın yürümesini ve
sahnelere dönmesini sağlar. Terry yeteneği sayesinde kısa zamanda iş bulmakla
kalmaz, tanınır da. Calvero’nun kendisi ile birlikte aynı oyunda yer almasını
sağlar.
Terry'nin eskiden beri âşık olduğu genç besteciyle yeniden
karşılaştığını ve palyaçoluk yaptığı oyunda başarılı bulunmadığını tesadüfen
öğrenmesi ile Calvero, Terry'yi bırakıp ortadan kaybolur. Calvero’yu gerçekten
seven ve evlenmek isteyen Terry onu bulur ve Calvero'yu eski görkemli günlerini
hatırlatacak son bir gösteri yapması için ikna eder.
“Ramp Işıkları” novellası ile “Sahne Işıkları” filmi
arasında ana hatlarda pek fark yok. Chaplin 1936’da Jean Cocteau’ya bir filmin
ağaç gibi olduğunu söylemiş, silkelersin ve bütün gevşek ve gereksiz şeyler
geride yalnız asıl biçimi bırakarak yere düşer, demiş. “Sahne Işıkları”
filminde de aynı şeyin yaşandığını anlıyoruz.
“Sahne Işıkları”nın ilk fikirleri Chaplin’in 1916’da büyük
bale sanatçısı Nijinsky ile tanışmasıyla ortaya çıkmış. İçinde balenin ve belki
Nijinsky’nin yer alacağı bir film çekmeyi tasarlamış. Bir genç kızın balerin
olmasının öyküsüymüş bu. Chaplin bu öyküyü içinde Nijinsky’nin de yer aldığı
iki versiyon da dahil on farklı şekilde yazmış, geliştirmiş. David Robinson
kitapta bu öyküleri de anlatıyor. Böylece bir film öyküsünün oluşurken nasıl
değiştiğini de somut bir örnekte görmüş oluyoruz.
Sonuçta Charles Chaplin öyküyü çöküş sürecini yaşayan yaşlı
bir palyaço ile hızla yükselen bir bale yıldızının içine kırık bir aşk da
karışan öyküsü haline getirmiş. Öyküyü 1914 Londrası’nda “vodvil ve balenin
benzersiz bileşimi” diye anılan Leicester Meydanı’nın iki müzikolü Empire ve
Alhambra’da geçecek hale dönüştürmüş. Böylelikle sanatçının yükseliş ve çöküş
öyküsünü anlatmakla kalmamış müzikol tarihinin önemli bir dönemini de tekrar
hatırlatmış.
“Sahne Işıkları”nın
çalışmaları resmen 13 Eylül 1948’de başlamış. Charles Chaplin sadece bir
film senaryosu yazmıyor. Filme hiç yansımasa da kahramanlarının yaşam
öykülerini en ince ayrıntılarına kadar kuruyor, filmin başladığı ana kadar
neler yaşadıklarını öykülüyor. Defalarca yeniden yazarak nihai senaryoya
ulaştığında artık hem öyküye hem de kahranalarına tam anlamıyla hakimdir.
Senaryo ortaya çıkarken bir yandan da sahnelerin nasıl olacağını planlıyor.
Çekimi kolaylaştırmak için çizimler yapıyor, fotoğraflar, karikatürler buluyor.
1951 Kasım’ında stüdyoya girip filmi çekmeye başlıyorlar. Ağacın tamamen
silkelenmesi ise çekimlerin bitip kurgu aşamasına geldiklerinde oluyor. David
Robinson çekilmiş ama filmde kullanmamış bir çok sahne olduğunu da tespit
etmiş.
“Ramp Işıkları ve Sahne Işıkları’nın Dünyası”nda ilk fikrin oluşmasından
çekimin bitip gösterilmesine kadar geçen zamanda bir başyapıtın nasıl
oluştuğunun ayrıntılı öyküsünü belgelerle okuyoruz. Sinemaseverler, özellikle sinema
öğrencileri için kaynak bir eser. Diğer yandan biz edebiyatseverler için kitap
Charles Chaplin’in edebiyatçı yönü ile tanışmak, bir novellasını okumak
açısından önemli. 19.05.2016
Yorumlar