“İstanbul Azapkapı’da Mimar Sinan’ın yaptığı yaklaşık 450
yıllık Sokollu Mehmed Paşa Camii’nin duvarı delindi” haberine rastlıyorum
T24.com’da (11.07.2016). “Daha önce yakınına çakılan çelik kazıklar yüzünden
temelleri zarar gören, metro yüzünden yaklaşık 5 cm kayan ve zeminden çıkan
kaynak suları yüzünden etrafı göle dönen caminin şimdi de esrarengiz bir
şekilde duvarı delindi.”
Bir haber daha; “Mimar Sinan'ın 56 hamamından biri olan
Samatya Kapıağası Yakup Ağa Hamamı satışa çıkarıldı.” Hamam 13 yıl restorasyon
görmüş. Satış fiyatı 20 milyon dolar. Aynı haberden Mimar Sinan’ın 56 tane
hamam yaptığını, bu hamamlardan 32'sinin tamamen yok olduğunu, 24'ünün günümüze
intikal ettiğini, bunlardan da sadece 14 tanesi özgünlüğünü koruduğunu
öğreniyoruz (14.08.2016, yeniakit.com.tr).
32 tamamen yok olmuş hamam... 24 hamamın sadece 14 özgün
haliyle kalabilmiş. Dehşet verici bir bilgi, demeyeceğim. Bildiğimiz bir şey,
artık şaşırtmıyor. En büyük mimarımızın eserlerini bile korumuyoruz.
Mimar Sinan’ın kaç eseri vardı? 365 mi, 375 mi, 477 mi?
Bunda bile görüş birliği yok. Anlaşılan tam bir liste de yok. Çünkü yüzyıllar
boyu yok edilen eserleri tespit etmek pek kolay değil, var olan ile yetiniyoruz.
İBB Kültür AŞ İstanbul hakkında önemli kitaplar yayımlıyor. “İbrahim
Hakkı Konyalı’nın Kayıp Arşivinden İstanbul’da Mimar Sinan Eserleri” bu
yayınların en yenilerinden. İbrahim Hakkı Konyalı için biyografisine göre
“tarihçi, yazar, kitabe uzmanı”. “Özellikle yazdığı şehir tarihleriyle
meşhurdur” deniyor. Çok sayıda yayımlanmış eseri var ve bunların bir çoğu
İstanbul ve İstanbul’daki mimari eserler hakkında. 1896’da doğmuş, 20 Ağustos
1984’de vefat etmiş. Konyalı’dan geriye bir çok yayımlanmamış eser kalmış.
Bunların arasında “II. Dünya Savaşı yıllarında üç cilt halinde hazırladığı
Mimar Sinan adlı kitabı” da sayılıyor (bkz. islamansiklopedisi.info).
İbrahim Hakkı Konyalı 1941 – 42 yıllarında Mimar Sinan’ın
İstanbul’da inşa ettiği cami, mescit, türbe, kütüphane ve okulları tespit
etmiş, ziyaret etmiş, gözlemlerini yazmış ve fotoğraflarını çektirmiş. Ama bu
çalışma yayımlanmadan kalmış ve ölümünden sonra da kaybolmuş.
Gazeteci Faik Şenol’un İstanbul fotoğrafları arşivinde çalışılırken
“İstanbul’da Mimar Sinan Eserleri” başlıklı iki fotoğraf albümü bulunmuş. Bu
fotoğrafların İBB Atatürk Kitaplığı’nda “Mimar Sinan’ın Eserleri” adlı 473
varaklık Konyalı’nın yayınlanmamış çalışmasının görselleri olduğu anlaşılmış.
Konyalı Mimar Sinan’ın eserlerini tanıtırken, yapı
tekniğinden, yapıların nasıl değiştirildiğinden ve tahrip edildiğinden de söz
ediyor. Bir çoğunun içindeki değerli eşyanın, hatların, çinilerin çalındığını, yok
pahasına “enkazcı”lara satıldığını anlatıyor. Ot ambarı, ağıl, depo, karakol ve
pansiyon olarak kullanılanlar var. Yıkıcıya verilen eserleri var. Birçok yapı
da kaderine terk edilmiş, çöküp tarihe karışmak üzere. Yıl 1940. Daha sonra
Menderes döneminde cadde, bulvar ya da meydan yapmak üzere birçok cami,
medrese. mescid, çeşme vb. yıkıldığı biliniyor.
“İstanbul’da Mimar Sinan Eserleri” önemli bir belgesel eser
olmasının yanısıra Mimar Sinan’ın İstanbul’daki eserlerini tam olarak tespit
edip mevcut durumlarını anlamak için iyi bir kılavuz.
24.07.2016
Yorumlar