Johannes Gensfleisch
zur Laden zum Gutenberg matbaanın mucidi olarak bilinir ama gerçekte matbaanın
icadı için bin yıl geriye gitmek gerekir. İlk matbaa, ağaç oyma tekniği
kullanarak, MS 593'te Çin'de kurulmuş. Bilinen en eski eksiksiz basma kitap
olan Tianemmen Ruloları Çin'de 868'de basılmış. İlk kez tek tek harfler dökerek
baskı yapmayı da 1040 yıllarında Pi Sheng adında bir Çinli porselenden harfler
kullanarak denemiş. Mısır'da 4. yüzyıldan itibaren kumaş üzerine ağaç oyma
kalıplarla baskı yapılmaktaymış. Aynı teknikle Arapça metinlerin basılması 9.
ve 10. yüzyıllarda yine Mısır'da başlamış. Avrupa matbaacılığa ağaç oyma kumaş
baskısını İslam dünyasından alarak başlamış. Avrupa matbaacılığının merkezi
Hollanda olmuş. Tahta kalıplara kazıma yöntemi ile kitapları çoğaltmışlar. İlk
kez tek tek harflerle baskı denemelerini 1430 yılında Hollanda’nın Harleem
kentinde Lourens Janszoon Coster’in yaptığı biliniyor. Kısa adıyla Johannes Gutenberg ortağı Fust ile birlikte
Almanya'nın Mainz şehrinde metal harflerle basım tekniğini bulmuş ve matbaaya
uygulamış. Yani matbaanın mucidi Gutenberg değil, Gutenberg matbaanın
sanayileşmesini, kitabın seri üretimini sağlayan kişi.
Gutenberg'in 1455'te bastığı İncil, yüksek kalitesi ve ucuz
fiyatıyla kısa sürede önce Avrupa’da sonra tüm Dünya’da basılı kitabın
yaygınlaşmasını ve benimsenmesini sağlamış. Gutenberg İncil’inin ilk baskı
sayısı sadece 180 kopya.
Yaygın inanışla Türkiye’de matbaa icadından 234 yıl sonra
değil 1493’de İstanbul’da kurulmuş. “Müslüman Türk” olduğu için ilk matbaacı
kabul edilen İbrahim Müteferrika 1728’de matbaa açtığında İstanbul’da çalışan
birçok matbaa var.
Gutenberg icat ettiği seri üretimli matbaa ile ilk matbaacı
ünvanını alıyor. Kısa süre sonra iki ortak Gutenbeg ve Fust anlaşmazlığa
düşüyor. Fust, Gutenberg’in İncil baskısını yaparken hesapsız davrandığını ve
gereksiz masraflar yaparak sermayeyi çarçur ettiğini düşünüyor. Mahkemelik
oluyorlar. Mahkeme Gutenberg’i suçlu buluyor ve 1457’de yine Mainz’da Fust yeni
ortağı Schöffer ile kendilerini “ilk matbaacı” ilan ediyor.
Tarih ilk Avrupalı yayıncı olarak Albrecht Pfister’i kaydetmiş. Pfister, 1448’de Almanca’da ilk kitabı “Der Ackermann aus
Böhmen”i basmış. Bu kitap aynı zamanda Almanya’da
basılan ilk resimli kitap. Pfister, önce tahtaya oyma yöntemi ile kitapları
çoğaltmış, sonra da Gutenberg’in yöntemini kullanmış.
1632’de ilk kitap
fuarını Leipzig’de düzenliyorlar. Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği’nin
kuruluş tarihi 30 Nisan 1825. Almanya’nın ilk işadamları örgütü. Yine
Leipzig’de kuruluyor. O zamanlar matbaacılığın ve yayıncılığın merkezi
Leipzig’miş. 1851’de ilk uluslararası telif hakları sözleşmesini yapmışlar.
1888’de kitapların kitapçılarda aynı fiyatla satılması sağlanmış. Ama sabit
fiyat yasasının çıkması için 200 yıldan fazla mücadele verilmesi gerekmiş.
2002’de “sabit fiyat yasası” kabul edilmiş ve kitapların belli bir fiyatın
altında ya da yüksek indirimle satılamayacağı yasaya bağlanmış.
Nazizm, III. Reich, II. Dünya Savaşı Alman yayıncılar için
de birçok şeyin değişmesine neden olmuş. 1933’ten II. Dünya Savaşı sonuna dek
Alman Yayıncılar Birliği Nazilerin kontrolü altında kalmış. Savaşın sonunda,
1945’de Almanya ikiye bölününce yayıncılık sektörü de bölünmüş. Sovyet
yönetiminde kalan yayıncılar 1946’da Leipzig’de örgütlenip ilk fuarlarını
yaparken, Batı’da kalan yayıncılar da 1949’da Frankfurt’ta St. Paul Kilisesi’nde
ilk fuarlarını açmış, 1950’de yine Frankfurt’ta örgütlerini kurmuşlar. 1982’de Doğu
ve Batı Alman yayıncıları ilk ilişkiyi kurmuş. Beş yıl sonra Doğu Alman
yayıncıların kitapları Alman Kitap Kataloğu’nda yer almış. Yeniden birleşmeden
sonra 1991’de de tekrar tek çatı altında toplanmışlar.
Dünya’nın en büyük
üçüncü yayıncılık sektörü
Almanya bugün Dünya’nın en büyük üçüncü yayıncılık sektörü. 2015
cirosu 9 milyar 188 milyon Euro. 76 bin 547 çeşit yeni kitap yayımlanmış.
Bunların 14 bin 165’i romanlar, 9 bin 81’i çocuk ve ilk gençlik kitapları. Yeni
kitapların 9 bin 454’ü çeviri eserler. En çok çeviri yapılan dil 6031 kitap, %
63.8 oranla İngilizce. İkinci 1131 kitap % 12 payla Fransızca ve üçüncü 628
kitap ve % 6.7 ile Japonca. Ama Japonca’dan yapılan çevirilerin çoğunluğunun
manga denilen çizgi romanlar olduğu belirtiliyor. 7521 Almanca kitabın da
yabancı dillerde yayın hakkı satılmış. Çince, İspanyolca ve İngilizce en çok
yayın hakkı satılan diller. Yayımlanan kitapların içinde e-kitap’ın payı %4,5.
Almanya’da 1700 yayınevi, 71 dağıtıcı, 3064 kitapevi ve
gazete, dergi ve kitap satışı noktası
var.
En çok “hardcover” denilen ciltli kitaplar satılıyor. Pazar
payı % 73.4. Kitapların % 48.2’si kitapçılardan satılıyor. Katalog, posta ya da
telefonla tanıtım yoluyla satışlar % 26.4. Yayıncıların doğrudan satışı % 20.4.
İnternet kitapçılarının payı % 17.4.
En çok roman okunuyor, % 32.1. Çocuk kitapları % 15.8, “self
help” kendi kendine yardım kitapları % 14.3, okul kitapları, inceleme kitapları
ve akademik kitaplar yüzde onar paya sahip. Onları % 6.5’le gezi kitapları
izliyor.
Kitap okumak Almanların boş zamanlarını değerlendirmesinde
14. sırada yer alıyormuş. 14 yaş üstü Almanların % 19,7’si “sık sık” kitap
okuduğunu, % 24.2’si ise “asla” kitap okumadığını söylemiş anketlere. En
popüler boş zamanları doldurma aracı % 78,9’la televizyon izlemek. Bilgisayar
oyunlarının payı da % 10,4.
En çok kitap okuyanlar % 66 ile kadınlar. En çok kitap 14 –
19 yaş kuşağında okunuyormuş.
Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda yayıncılığın başladığı
ülkeyi, büyük bir yayıncılık endüstrisini misafir etmiş olacağız. Umarım
Türkiye yayıncılığına yansımaları da hayırlı olur.
(kaynaklar: boersenverein.de’den “The German Book Market
2015”, “Past and present: The history of the German Publishers &
Booksellers Association”.) 10.11.2016
Yorumlar