Polisiye Edebiyat Festivali “Kara Hafta”nın ikincisi 1-3
Aralık tarihlerinde Pera Palace Hotel Jumeirah'da gerçekleştirildi.
DenizBank’ın ana sponsorluğunda düzenlenen festivalin bu yılki teması 1933
yılında İstanbul'a gelip iki roman yazan polisiye edebiyatın büyük ustalarından
Georges Simenon’du. Festivalin onur ödülü de polisiye edebiyata katkılarından
dolayı Sevin Okyay’a verildi.
Kara Hafta 1 Aralık’ta Denizbank’ın Esentepe’deki merkezinde
Ahmet Ümit’in “Para ve Suç” başlıklı söyleşisi ile başladı. Çoğunluğu
bankacılardan oluşan dinleyicilere Ahmet Ümit suçla paranın ilişkisini anlattı.
Pera Palace Hotel Jumeirah'da süren Kara Hafta’da 2
Aralık’taki ilk oturumun başlığı “Georges Simenon@Istanbul”du Erol Üyepazarcı
ve Sevin Okyay Cem İleri’nin moderatörlüğünde Simenon’u ve İstanbul’da
yaşadıklarını anlattılar. Simenon 500 roman ve sayısız öykü, röportaj ve makale
ile çok verimli bir yazar. Komiser Maigret’nin maceraları ile tanınıyor. 1903
doğumlu Georges Joseph Christian Simenon 15 yaşında gazeteci olarak
yazarlığa başlamış. İlk romanı Au Pont des Arches’i yine aynı yaşta yazmış ve bu roman 1920’de yayımlanmış.
1921’den 1934’e dek 17 ayrı takma adla 358 roman ve öyküsü yayımlanmış. Bunlara
daha sonra 200 roman ve novella ekleniyor. 1931’de ilk kitabı yayımlanan
Komiser Maigret’nin maceraları 75 roman ve 28 öykü sürmüş. Simenon’un eserleri
sinemaya, televizyona ve radyo oyunlarına uyarlanmış. Türk sinemasında da Simenon
uyarlamaları var. Unesco’nun çeviri indeksine göre Dünyanın en çok çevrilen 17.
yazarı. Kitaplarının 500 milyon adetten fazla sattığı tahmin ediliyor.
Georges Simenon’un Türkçe’deki macerası ise biraz garip.
Sait Faik, Oktay Rifat, Oktay Akbal, Çetin Altan, Bilge Karasu gibi önemli
edebiyatçılar eserlerini çeviriyor, gazetelerde tefrikaları yapılıyor ama bu
verimli yazarın pek fazla eserini Türkçede bulamıyoruz. Milli Kütüphane
kayıtlarına göre ilk çeviriler 1944’de yayımlanmış, 60’lı ve 70’li yıllarda
çoğalmış ama süreklilik arz etmemiş.
Everest Yayınları, sözünü ettiğimiz ustaların çevirilerinden
oluşan 10 kitaplık bir dizi ile Simenon’u günümüz okuruyla buluşturuyor. Tahsin
Yücel çevirisi Katil, Bilge Karasu çevirisi Bella’nın Ölümü, Oktay Rifat
çevirisi Kanaldaki Ev ve Sait Faik çevirisi Yaşamak Hırsı yayımlandı. Kara
Hafta’nın ilk günü de Georges Simenon Türkiye’de adlı kitap matbaadan geldi.
Kitapta Simenon’un 1933’de İstanbul’a genç bir gazeteci olarak Büyükada’da
ikamet eden Troçki ile röportaj yapmak üzere gelmesinin öyküsünü Ahmet Ümit’in
önsözünde okuduktan sonra. “Troçki’nin Evinde” ve “Boğaz’ın Gangsterleri”
röportajlarını, çeşitli zamanlarda yaptığı ve İstanbul’dan da söz ettiği Akdeniz
Gezileri’nden insan manzaralarını anlattığı seyahatnamesi “Mare Nostrum ya da
Uskunayla Akdeniz”i, “Boğaz’ın Gangsterleri” röportajından kaynaklandığı
anlaşılan “İstanbul’un Polisi” adlı polisiye öyküyü, Ankara’da başlayıp
İstanbul’da süren “Avrenos’un Müşterileri”ni ve başkahramanı bir Türk olan ve
Batum’da geçen “Karşı Penceredeki İnsanlar”ı okuyoruz. Kitap Simenon’un
İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çektiği fotoğraflarla bezenmiş.
“Avrenos’un Müşterileri” ve “Karşı Penceredeki İnsanlar”
birey olmayı, insan ilişkilerini ele alan, toplumun içinde bireyi sorgulayan
kısa ve öz, usta işi novellalar. “Avrenos’un Müşterileri” iki genç kadın
kahramanının toplum içinde tutunup kimlikleriyle var olmaya çalışmalarını
anlatıken “Karşı Penceredeki İnsanlar” Sovyetler Birliği döneminde Batum’da
genç bir Türk Konsolosun yaşadığı yalnızlığı, yabancılığı, dışlanmışlık
duygusunu erken bir varoluşçu bakışla anlatıyor.
Philip Kerr Kara Hafta’nın en önemli konuklarındandı. Kerr’in
otuz romanı yayımlanmış. Bunlardan 11’i Bernie Gunther’in maceraları. Kerr
özellikle 1930’larda II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş’ta Berlin’de geçen tarihi
polisiyeleri ile tanınıyor. Alfa Yayınları 14 kitabını yayımladı. Türkçedeki
son kitabı Barcelona’nın kayıp yıldızının aranmasını anlattığı bir fubol
polisiyesi olan “Sahte Dokuz”.
Sam Wilson, Güney Afrikalı bir yazar. İlk romanı dünya
çapında çoksatarlardan olmuş. Zodyak Burçlar Kuşağı Cinayetleri’nde (Beyaz
Baykuş) burçlarına göre sınıflara ayrılmış, statüleri doğuştan belli ve
kaderlerini ne yaparlarsa yapsınlar değiştirilemeyen insanların yaşadığı bir
dünyada ard arda işlenen cinayetleri anlatıyor.
David Walton bilimkurgu ile polisiyeyi birleştiren romanlar
yazıyor. “Bir Kuantum Romanı” altbaşlıklı Superpoze’de (April) kuantum dünyanın
sırrını çözdüğünü söyleyen arkadaşının katili olarak yakalanan bir adamın
suçsuzluğunu ispat etmeye çalışmasını anlatıyor.
Tibor Fischer, Türkçedeki 3. kitabı Düşünce Çetesi’nde
(April) felsefecilerden oluşan bir çetenin yaptığı soygunların izini sürüyor. Bir
anlamda felsefenin polisiyesini yazıyor.
Algan Sezgintüredi’nin kahramanları Vedat Kurtel ve Tefo’nun
maceralarına “Katilin Uşağı” (April) ile devam ediyor. Armağan Tunaboylu’nun
kadın tüccarı dedektifi Metin Çakır’ın maceraları 5 yıl aradan sonra “Karakol
Cinayetleri” (Oğlak yay.) ile sürüyor. Film ve dizilerinden da tanıdığımız Başak
Sayan “Cinayet Büro’da çalışan tek kadın polis”in kahramanı olduğu “Ölü
Kuşların Sessizliği” (Destek) ile ilk polisiyesine imza atıyor. Çağatay Yaşmut’un
Kadıköylü kahramanı Komiser Galip’in tren altında kalan bir polisin katilini
aradığı “Şarkılar Susunca”nın (Oğlak yay.) yeni baskısı çıktı. Elçin Poyrazlar’ın
ikinci romanı “Kara Muska”da (Kırmızı Kedi) kahramanı Selin Aydın Türkiye’ye
dönüyor ve bombaların patladığı, cihatçıların ve militanların cirit attığı bir
kaos ortamına düşüyor. Esmahan Aykol’un dördüncü Kati Hirşel romanı 2012’de
yayımlanan ve Arjantin’e göç eden dedesinin romanını yazan bir gazeteci
çevresinde gelişen olayları anlattığı “Tango İstanbul”du (Mephisto). Aykol Kara
Hafta’daki konuşmasında yeni kitabının siyasi bir gerilim romanı olacağını
açıkladı. 19. Yüzyıl sonu ve 20. Yüzyıl başında İzmir’de geçen polisiyeleri ile
tanıdığımız Suphi Varım’ın Mondros Mütarekesi sonrası, işgal altındaki İzmir’de
geçen “Simirna Kızılı”nda (Labirent) Rus komiser Sergey Andreyev, işgalciler
hakkında istihbarat toplarken, esrarengiz bir cinayeti de aydınlatmaya
çalışıyor.15.12.16
Yorumlar